Bilgi Kurumlarında Risk Değerlendirmesi
Occupational Risk Assessment: Information Institutions
The book is a scientific study on simple and effective risk analysis methods that can be applied to libraries, archives and museum buildings and to all enterprises in general. In order to prevent occupational accidents, it is important to control the hazards at the source before the work accidents occur, ergonomic design of the working systems to minimize the risks, to ensure and spread the use of personal protective equipment and most importantly to the ownership of the issue by the organization management and employees.In this study, risk analyzes of general risk factors in educational institutions and information institutions were examined. There are many risk analysis methods in the scientific world. However, rapid analysis methods enable decision makers to make rapid decisions.
Beylerbeyi Sarayında Risk Analizleri ve Koruyucu Tedbir Önerileri
Bilgi ve kültür merkezleri olan müzeler, kütüphaneler ve arşivler geçmişten geleceğe taşınan toplumsal bellek kurumlarıdır. Elinizdeki eserin konusu olan, müze saray niteliğindeki Beylerbeyi Sarayı da gerek yapısal özelliği, gerekse koleksiyonları itibariyle paha biçilmez hazineleri bünyesinde barındırır. Tüm kültürel miras eserleri gibi bu eşsiz müze sarayın da gelecek nesillere sağlıkla ve güvenle ulaştırılması gerekmektedir.
Kültürel miras eserleri ilk meydana getirilme süreçlerinden itibaren fiziksel, kimyasal, biyolojik, insan ve doğal kaynaklı pek çok riskle yüz yüze gelirler. Bu riskleri meydana getiren potansiyel tehlike kaynaklarının proaktif yöntemlerle önceden belirlenmesi ve bu tehlikelere önlem alınmadığında gelişebilecek risklere karşı önlemlerin de bilimsel metotlarla alınması gereklidir. Bilgi ve kültür merkezlerinin işlevlerinin sürdürülebilir
olması, herhangi bir riskle karşılaşıldığında dahi hızlı bir şekilde toparlanabilme özelliği ile kapasite geliştirerek bu riskin üstesinden gelinmesi karar vericilerin öncelikle ele alması gereken konulardır.
Dr. Kuzucuoğlu da eserinde bir müze saray ölçeğinde oluşabilecek riskleri tek bir yönüyle değil “Bütünleşik Müze Yönetimi” konsepti içinde tüm yönleriyle ele almış ve sorunlar ile önleyici çözüm önerilerini ortaya koymaya çalışmıştır. Kültürel mirasımıza etki edebilecek tüm olası riskler üzerine yeniden düşünmeye ne dersiniz?
Beylerbeyi Sarayında Risk Analizleri ve Koruyucu Tedbir Önerileri
Uzak ve yakın geçmiş dönemleri yansıtan, tarihi belge niteliği, zaman kriteri ve estetik değeri taşıyan objeler geçmişten günümüze ve geleceğe ışık tutmaktadır. Bu nedenle mutlaka korunması gereken kültür varlıklarıdır. Bunca kısıtlı olanaklarla ve ciddi özverilerle çıkarılan arkeolojik eserlerin bakımı, saklanması ve sergilenmesi de ayrı bir uzmanlık gerektirmektedir. Türkiye’de müze binası olarak kullanılan birçok yapı teknik bakımdan yeterli değildir. Pasif konservasyon olarak da adlandırılan ve eserin sağlıklı koşullarda sıcaklık, ışık, nem gibi ve afetler nedeniyle meydana gelebilecek her türlü etkiler için riskin en aza indirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Çalışmada, müzede sergilenmekte olan objelerin fiziksel ve kimyasal bozulmalarına önemli derecede etki eden sıcaklık, bağıl nem, hava kirliliği, tozlanma, ışık ve titreşim faktörlerinin oluşturduğu risklerin sensörler vasıtasıyla ortamda izlenmesi, bu verilerin bir veri tabanına aktarılması, malzeme analizleri ve tüm sonuçların değerlendirilmesi ile risklerinin en aza indirilmesini sağlayacak koruyucu tedbir önerileri içermektedir. Ayrıca deprem gibi doğal kaynaklı afetler ve insan kaynaklı kasıtlı veya kasıtsız acil durumların kırılgan objelere verebileceği olası hasarlar irdelenmiş deneysel yöntemlerle desteklenmiştir.
Çalışma sonucunda elde edilen bulguların sadece müze saraylar için, tüm müze, kütüphane ve arşivlerimiz; bu mekanların sorumlusu uzmanlar ile ziyaretçilerin korunmasında bir model olarak uygulanabilir olması amaçlanmıştır.

Bu kitabın inceleme konusunu oluşturan belge sahtecilikleri, yeni bir trend olmayıp tarih boyunca var olan ve her ülkede görülen bir olgudur. Sahtecilik eylemlerini gerçekleştiren kişiler kötü niyetle ve haksız kazanç sağlamak amacıyla bu yollara başvurmaktadırlar. Diploma, çek, senet, pasaport gibi belgelerle sahtecilikler olmakla beraber, teknolojinin gelişmesiyle elektronik belgeler üzerinde de sahtecilik eylemleri yapılmaktadır. Günümüz dünyasında belgeler nedeniyle meydana gelen anlaşmazlıklar, belgelerin gerçekliğini ve orijinalliğini kontrol etmek amacıyla tarafların mahkemelere başvurması sonucu bilirkişilerce değerlendirilmektedir. Alana özgü bilirkişilik; uzman kişiler, Adli Tıp Kurumu, Jandarma ve Emniyet Kriminal Daire Başkanlıkları ile özel laboratuvarlar marifetiyle gerçekleşmektedir. Bilirkişilerin doğru, bilimsel ve sağlıklı bir rapor yazmasına yönelik teknolojik kullanımı da bir zorunluluk olmaktadır. Zira her geçen gün sahtecilik eylemlerini yapan kişi/kişiler/organizasyonlar yeni vakalarla sahtecilik metotlarını geliştirmektedir. Bu yeni sahteciliklerin aydınlatılması ve suçlunun kriminalistik metotlarla tespiti için kitap; adli bilimler alanında çalışanların sıklıkla başvuracağı bir kaynak olacaktır.